Herkesin aslında kendisinin bir Mutluluk Tasarımcısı olduğunu söyleyen ve bunu onlara hatırlatmayı hayat amacı edinen “Gizem Dağ” ile en çok peşinden koştuğumuz MUTLULUK kelimesini konuştuk.
20 Mart Dünya Mutluluk Günü, nereden çıkmış bu gün?
Birleşmiş Milletler tarafından 2012 senesinde kabul edilen Dünya Mutluluk Günü, her yıl 20 Mart gününde, bireylerin mutluluk üzerine düşünmeleri ve kendi mutluluklarını fark etmeleri yaşamlarına minnet duymaları için seçilmiş.
- “Mutluluk” nedir, ne değildir? Evrensel bir tanım mümkün mü?
Mutluluğun yüzyıllardır süregelen bir çok tanımı mevcuttur. Bir çok tanımı örnek verebiliriz ama benim en beğendiğim ve inandığım tanımlayı Pozitif Pskiloloji’nin Kurucusundan dinleyelim. Martin E.P. Seligman’a göre ise mutluluğu, “Gerçek mutluluk, kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak değil, kendiniz için çıtayı yükseltmekten kaynaklanır.” diye tanımlamış.
Mutluluk, yüzyıllardır herkesin cevabını aradığı bir kavramdır. Mutluluğun evrensel bir tanımı yoktur çünkü mutluluk kişiye özeldir. Mutluluk kişinin kendisini iyi hissettiği anlardır. Mutluluk, hayatın içindeki minik anlarda barınır. Ben kendi mutluluk tanımımı yapacak olursam “Mutluluk kazanılabilir bir değer, öğrenilebilir bir yeti ve süreçtir; ulaşılması gereken bir durak veya nihayet değildir.” ve benim en sevdiğim mottom “ Mutluluk, kalbimize iyi gelenleri çoğaltmamızdır.”
- İnsan neden “mutlu” olmak ister?
DEVAMINI OKU
Bu, yanıtı en çok aranan soruların başında geliyor. Esasen mutlu olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Çünkü beynin ana görevi asla mutluluk mutluluk değil, hayatta kalmak… Bakıldığı zaman, mutluluğun da alınıp satılabilen bir ticari ihtiyaç metası haline getirildiğini görüyoruz. İşte burda odaklanmamız gereken nokta bireyin mutluluğa bakışı ona yüklediği tanımlama. Mutluluk, kişinin kendini iyi hissetme hali olarak tanımlanabilir. Tanıma iyice mercek tuttuğumuzda ise mutluluğun bir olgu ve süreç olduğunu görürüz. Bu bağlamda tekrar soruya dönersek aslında kişi mutlu olmak zorunda değildir, bu bir seçim meselesidir; kaldı ki mutluluğunu, süregelen bir mutsuzluk halinden özümseyenler de mevcuttur. O sebeple, mutluluğu, bir duygu durumu olmaktan ziyade bir süreç olarak görmeyi öğrenmek gereklidir. Toparlarsak, mutlu olmak isteği kişinin hayattan beklentileri ile doğru orantılıdır. Kişi 'iyi' bir hayat istemiyor olabilir, mutlu olmayı da bir zorunluluk haline getirmek yanlıştır ve zorundalık hissi, mutluluğun aksine negatif temellidir. Şimdi bir mutluluk tasarımcısının böyle söylemesi garip karşılanabilir fakat kişilerin mutsuzluklarından da mutluluk yakaladıklarını biliyorum yani kişinin şahsi mutluluk tanımını yapmaya veya buna müdahale etme hakkımız yoktur. Sürekli bir şeylerden şikayet ederek de mutlu olmaya çalışan bir bireyin de yoluna ve yöntemine saygı duymak gereklidir zira süreç olarak addettiğimiz mutluluğu yakalama şekli odur. Sonuç olarak bireyin kendisine odaklanması, tanıması ve iyi gelenlerini keşfetmesi ilk ve en doğru adımdır.
- Mutluluk bulaşıcı diyorlar doğru mu?
Evet, mutluluk bulaşıcıdır ve geçirgendir. Amerikalı bilim adamı Edward Norton Lorenz'in ortaya koyduğu bu teoriye göre, Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir. Tıpkı Sabah uyandığınızda işe giderken karşılaştığınız kişilere “Günaydın veya bugün ne kadar güzel görünüyorsun” gibi cümleler söyleyerek karşımızdaki kişinin de mutlu bir geçirmesini ve çevremize pozitif etki yaratırız. Hayatımız, başkalarının hayatlarını etkileyecek bir sürü eylemlerle dolu; mutluluk ve gülümsemek bu eylemlerin en kolay, fakat en etkili olanlarının başında gelir. Ve buna iyilikte diyebiliriz. Birine bir merhaba demenin de iyilik olduğunu unutmayalım.
- Mutluluk öğrenilebilir mi?
Evet, mutluluk öğrenilebilir. Mutluluk kişinin kendi deneyimleri ile ilgilidir. Beyin lenslerimizi değiştirebilirsek her şeyi değiştirebiliriz. Mutluluğu öğrenebilmek için 4 hormonu tanımlamamız gerekir. Bunlara DOSE diyebiliriz; Dopamin, Endorfin, Serotonin, Oksitosin’dir. Peki “Bu hormonları nasıl daha iyi salgılatırız?”, “hayatımıza hangi alışkanlıkları dahil edersek mutluluk hormonlarımız daha aktif hale gelir?” sorularının cevabını verdiğimizde, üzerine araştırdığımızda ulaşabiliriz. En önemli mutluluk hormonu bence Oksitosin bir diğer adıyla “Sevgi Hormonu” en değerlisi önce kendimizi sevmek ve kocaman sarılmak. Kendimizi sevmekle başlar her şey dünyanında bence en çok sevgiye ve iyiliğe ihtiyacı var.
Mutluluğu esasında bisiklet sürmek gibi düşünebiliriz. Bisiklet sürmeye başladığımız ilk zamanlarda beynimizi sürekli yönlendirmemiz gerektiğini düşünürüz. Yavaş yavaş alıştırma yaptıkça, bisiklet sürdükçe öğrenmemiz pekişir ve beynimiz artık bu bisiklet sürmeyi öğrendiğinden otomatik komutlar halinde sürmeye devam eder. Mutluluk hormonlarımızı kullandıkça beynimiz de tıpkı bisiklet sürer gibi bu sürece aşina olur, öğrenir. Otomatik bir şekilde hormonlarımızı daha bilinçli kullanmaya başlarız.
-Peki sürdürülebilir mutluluk mümkün müdür?
Mümkündür. Mutluluk düzeyi arttırılabilir, mutluluk öğrenilebilir ve benimsenen doğru perspektiflerle kalıcı olarak sürdürülebilirdir. Sürdürülebilir bir mutluluk tanımı için mutluluğa dair bakış açımızı, eski düşüncelerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir mutluluk için küçük anılardan, küçük detaylardan mutlu olmak önemlidir. Mutluluk esasında bir durak değil bir yolculuktur. Bu yolculukta her daim kendimizi mutlu edecek faaliyetler yapmak ve küçük detaylardan mutlu olmak elzemdir.
- Hayat uzun bir yolculuk, ister istemez strese maruz kaldığımız dönemler oluyor. Böyle dönemlerde de kendi kendimizi mutlu edebilir miyiz?
Hayatın her alanında ister istemez strese maruz kalıyoruz. Stresi yönetemediğimizde de mutluluk seviyemiz düşebiliyor. Fakat şunu da bilmeliyiz ki bu gibi süreçler normaldir. Her daim iyi hissedemeyeceğimiz gibi stres altında kaldığımız süre de kalıcı olmaz. Önemli olan, hislerimizi yönetebilmek, ne hissettiğimizi tanımlayabilmek ve bunun üzerine düşünebilmek. Lykke felsefesi der ki duygularımızın içimizden geçmesine izin vermeliyiz. Hissettiğimiz her duyguyu sonuna kadar duyumsamaya ve duygunun içimizden geçmesine izin vermemiz gerek. Otobüsün kalabalığına, vapurun kaçmasına veya taksiciyle yaşadığımız ağız dalaşına sinirlenebiliriz. Burada elzem olan bu olaylar hakkında oluşturduğumuz düşünce kalıplarıdır. 'Her şey geçici!', 'Saniyeler önce yaşadığım olayı da atlatacağım!' gibi olumlamaları zihnimizde tekrar edebiliriz zira asıl önemli olan o olayda duyumsanan his ve bu hissin nedenidir. Bunu yapmayı sürekli erteleyip duygu üzerine duygu bindirmek yerine bahsettiğimiz gerçek nedeni bulup çözümlediğimizde uzun vadede kendimize iyilik yapmış oluruz.
- Mutluluk gerçekten tasarlanabilen bir şey mi?
Evet kesinlikle tasarlanabilir. Herkes, kendini keşfetme sürecine yine kendisine neyin iyi geldiğini ve neyin iyi gelmediğini belirleyerek başlaması gerekir. Yani sonuç olarak kendisine neyin iyi gelmediğini belirlemesi, kişinin kendisine nelerin iyi geldiğini de dolaylı olarak görmesine imkan sağlar. Ben burada kişisel arkeoloji olgusuna dikkat çekmek istiyorum. Kişinin, kendisini geçmiş fotoğraflarına bakarak, iyi hissettiği anılara odaklanarak ve onları çözümleyerek, onlar üzerinde kapsamlı düşünerek kendisini keşfetme sürecidir kişisel arkeoloji ve aynı zamanda mutluluk tasarımının ilk adımıdır. İkinci adım ise kişinin hayat içsel iletişimini güçlendirmesidir. Ve üçüncü adım olarak bu hayata gelme, yaşam amacını bulma yolculuğudur. Neden bu hayatta olduğunu bilmesi, şahsi bir hayat gayesi oluşturmak adına sorulması gereken bir sorudur . Bu hayata tesadüf eseri gelmediğimize inanıyorum ve hal böyleyken 'bütünün' lehine kişisel anlamda nasıl bir katkı sağlayabiliriz sorusunun cevabının da bireyi tatmin edeceğini düşünüyorum. Özetlemek gerekirse, kişiler kendi mevcut potansiyellerini keşfedip hayat gayelerini belirledikten sonraki hayatta kalma motivasyonlarıyla daha mutlu olabilirler.
- On adımda mutluluğumuzu nasıl planlarız?
Mutluluğun sadece bir plan dahilinde ilerleyerek yaşanacağına inanmıyorum. Kişinin kendisine iyi gelen şeyleri çoğaltması, kişinin kendi içsel yolculuğuna devam ettikçe neleri sevip/ sevmediği konusunda bilinçlenmesidir. Tabi ki benim de atölyesini yaptığımız “Mutluluğumuzu Planlamak” atölyesi var ama orada özellikle söylerim herkesin planı, yolu ve deneyimi farklıdır. Burada önemli olan benim de mottom olan “Mutluluk kalbimize iyi gelenlerin çoğaltılmasıdır.” Mutluluk kişiye özeldir. Kendine iyi gelmeyenleri çıkarması, kendini yenilemesi, mutluluğu planlamasına yardımcı olur.
- Uzun, sağlıklı ve başarılı bir yaşam için mutluluk şart mı?
Beynimizin ana gündemi mutluluk değildir, hayatta kalmaktadır. Beynimizin hayatta kaldığı müddetçe mutlu hissetmesi önemli bir olgudur. Bu sebeple japonların “Ikigai” felsefesi oldukça anlamlıdır. Japonlara göre mutluluk ise Ikigai olarak adlandırılmaktadır. Ikigai, ‘uğruna yaşadığımız şey’ demektir. Japon kültüründe kişiler yaşam amaçlarını keşfederek kendi mutluluklarına ulaşmaya çalışmaktadırlar. Herkesin en az bir Ikigai’si olduğunu düşünüyorum bence benimki “ Mutluluk Tasarımcısı” olmak.
- Bizi mutsuz eden şeylerden nasıl uzaklaşabiliriz?
Bizi mutsuz eden şeylerden uzaklaşabilmek için ilk öncelikle bizi neyin mutsuz ettiğini bilmemiz gerekir. Mutluluk aslında farkındalıkta saklıdır. Kişi kendisine neyin iyi gelip, neyin kendisini mutsuz ettiğini fark ederse ilk adımı atmış olur. Fark ettiğimiz kısımlarda sınırlarımızı çizerek, “Hayır” demenin de büyülü gücünü kullanarak hayatımızda bizi mutsuz eden şeylerden uzaklaşabiliriz. Yaşamımızda bizi mutsuz eden toksik ilişkiler, alışkanlıklar, insanlar ve eşyalardan arınarak giderebiliriz. Bu bağlamda İsveçlilerin “Lagom” felsefesini çok değerli bulurum. Lagom felsefesi, dengede yaşamanın önemli olduğunu savunur. Hayatınızda ne kadar sadeleşirseniz, arınırsanız o kadar mutlu olacağınızı savunur. Bu sebeple kişisel bir detoks yapıp, kendimize iyi gelmeyen kişilere güle güle demek, fazla eşyalarla hoşçakal demek size iyi gelecektir. Bu sebeple mutlu olabilmek için vedalaşmayı bilmek gerekir.
- Dünya Mutluluk Raporuna göre dünyanın en mutlu insanları İskandinav ülkelerinde yaşıyor. Finlandiya ise ilk sırada. Sizce Finlandiya’nın mutluluk sırrı ne?
Dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya olarak bilinse de BM’nin her yıl düzenli olarak yayınladığı raporun sonuçlarına göre dünyanın en mutlu ülkesi Kosta Rika’dır. Kosta Rika’nın yaşam felsefesi olan 'Pura Vida', tasasız, yarına dair hiçbir karamsarlık içermeyen, sahip olduklarından tatminkar, sahip olmadıklarına ihtiyaç hissetmeyen bir yaşamı özetlemektedir. Çok eşyaya sahip olma kaynaklı bir mutluluktan ziyade deneyim kaynaklı bir mutluluk görüşüdür. Her ülkenin kendine özgü yaşam tarzları, inançları ve felsefeleri vardır. Kültürler, bireylerin mutluluk algısının belirlenmesi ve şekillenmesinde önemli bir görev üstlenmektedir. İskandinav ülkelerinden bahsedecek olursak Finlandiyalılara göre mutluluk ise Sisu demektir. Sisu, “sıkıntılı bir durum karşısında hareket etme yeteneği ve var olduğunu sandığımız sınırlarımızın ötesine geçmektir. Sisu'yu bulduğunuzda, sağlık ve mutluluğu artıran basit yaşam tarzı çözümlerini -doğa terapisinden İskandinav diyetine kadar- bulmuş olursunuz.” anlamına gelmektedir. Genel olarak özetleyecek olursak İskandinav ülkelerinin mutlu olmalarının sebebi mutluluk farkındalıklarının yüksek olmasıdır.
- “Mutluluk Tasarımcısı” markası nasıl ortaya çıktı?
2016 yılında Fütürist Ufuk Tarhan’ın geleceğin meslekleri listesinde “Mutluluk Tasarımcısı” mesleğini gördüm ve bu meslek kurucusu benim dedim. Ardından tescili, domain alımı hızlıca sosyal medya hesapları olmak üzere sahiplendim. Uzun yıllardır da bu alan üzerinde çalışmalar yapıyorum. Çok sayıda eğitim ve sertifika programına katıldım. Düzenlediğim söyleşiler, mutluluk atölyeleri, eğitimler ve danışmanlıklar ile kendi hayat amacımı gerçekleştirdiğim bir iş yapıyorum. Şubat 2022 yılı itibariyle de hayalim olan “Mutluluk Tasarımcısı” markamı büyüterek şirketleştirdim.
- Mutluluk Tasarımı bireylere ne sağlar?
Mutluluk Tasarımı ile bireyler; kendini daha iyi hisseder, mutluluk değerlerini keşfeder, yaşamından şikayetçi ise kontrolü eline alır ve kendi mutluluk yolculuğunu tasarlar. Yaşamlarına ilişkin bilinçli farkındalığı yakalamalarına, farkındalıkları çerçevesinde bir daha iyi hissederek yaşamla ilgili duyarlılıklarını geliştirmelerine, kendi yaşamlarına ilişkin senaryolarındaki engelleri ve fırsatları görebilmelerine, yapabileceklerinin yol haritasını çizerken, yapamayacaklarını kabullenmelerine hayata karşı umutlarını ve motivasyonlarını tazelemelerine yaşamlarına ait seçimlerinin sorumluluğunu üstelenebilmeleri konusunda cesaretlendirmeyi sağlar.
- Mutluluk Tasarımı Atölyeleri düzenliyorsunuz. Neler yapılıyor bu atölyelerde?
Mutluluk tasarımı atölyemizde 20 farklı içerik bulunmaktadır. İçerisinde sevgi dilleri atölyesi, sürdürülebilir mutluluk, içimizdeki çocuk ile buluşma, özşefkat, empati ve mutluluğu nasıl tasarlarız üzerine keyifli atölyelerimiz var.
Aslında her zaman vermek istediğimiz ana mesaj “ İçsel İletişim” tüm atölyelerde kişinin kendini tanımasının mutluluk yolculuğunda ki öneminden bahsediyoruz. Bir birey kendini tanır ve istediğini bilirse hayatı zaten onun için çok keyifli hale gelir.
Mutluluk Söyleşisi, Kahkaha Yogası, Daha iyi iletişim nasıl mümkün? ve Yenilik Zamanı; Kendini Keşfet eğitimlerim de var. Ayrıca kurumlar ile iç iletişim danışmanlığı ve kurumsal iletişim hizmeti veriyoruz. Bireysel olarak mutluluk mentörlüğü de yapıyoruz.
- Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Her birey harika ve eşsizdir ve her birey yaşamlarının farkında oldukları ya da olmadıkları, üzerinde düşülmeye değer bir senaryosu vardır düşüncesiyle yola çıktığım “Mutluluk Tasarımcısı” markamda, çalışmış olduğumuz kişi ve kurumlardan oldukça pozitif geri dönütler almaktayız. En çok enerji dolduklarını ve kendilerinin aslında mutlu olduklarını ve bunu fark ettiklerini söylemeleri ile karşılaşıyoruz.
Her zaman şunu söylerim ben markanın kurucusu olsam da aslında herkes kendisi bir “ Mutluluk Tasarımcısı” ben bunu anlatmaya, yaymaya ve hissettirmeye çalışıyorum.